Geçmiş yaşamımda, bir mezun öğrenci olarak profesörümü överdim; şu anki yaşamımda, bir abla olarak erkek kardeşimi övüyorum. Evlat edinildiğim düklükte, kesinlikle erkek karakter olan kilian’ın tarafında olmalıyım. Neyse ki, orijinal romanın başlamasına daha çok var! Reina, hayatta kalabilmek için, gelecekte onun hayatına son verecek olan kilian’ı özenle pohpohluyor, etrafta koşuşturuyor ve genç erkek başrol kilian’a atıştırmalıklar getiriyor. “Abla, benimle evlenmelisin.” Ne..? Onun ilgisini, geçmiş hayattaki bilgilerimi kullanarak, biraz fazla çekmiş olabilir miyim? Küçük tombul bir çocuktan teklif aldım. Çocukça bir kandırma olduğunu düşünüp onu reddetmeye çalıştım, “sen hiçbir zaman benim kardeşi olmayacaksın. Ne olursa olsun, benim gözümde sen bir kadınsın.”. Aniden, derinden bir ses yankılandı. Ne ara bu kadar büyüdü? Zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak kadar kaçmaya odaklanan Reina ve sadece ablasını önemseyen obsesif erkek karakter kilian’ın, kedi-fare oyunu misali aşklarına siz de katılın.
