Bir gün yere düştüm ve geçmiş yaşamamı hatırladım. Aslında bulunduğum yer benim kan delisi iblis dük Chrisis’in kızı olduğum ve kız kardeşimin kadın başrol olduğu bir ters harem romanıydı. Dük Chrisis ile temasta bulunmak istemiyordum ama kız kardeşimin hastalığı gitdikçe kötüleştiğinden kızı olarak onu ziyaret ettim…
“Kızım kimse için diz çökmemeli. Bu imparatorluğun imparatoru olsa bile diz çöküp yalvarmana gerek yok.”
Dük Chrisis kanı olmayan, göz yaşı dökmeyen biraz garip biri.
“Kız kardeşimin gözleri önünde ağlarsan sadece ölürsün.” Meleksi kız kardeşim Aria da bir nedenden dolayı biraz değişmişti.
“Hayatımı kurtaran kişi sensin ve bunun sorumluluğunu almalısın. Benimle geçirdiğin geceyi unutmadın değil mi?”
” İmparatoriçe olmak istemiyor musun? O zaman kraliçe olabilirsin. Ben de kocan olacağım.”
“İnsanlar Güneş tanrısına hizmet eden bir papa olduğumu düşünüyor ama biliyor musun asıl benim için tanrı olan sensin.”
Onlar kız kardeşimin balıkçılık alanından balıklarıydı.
Dünya çıldırdı mı ne?