Complete Martial Arts Attributes - Novel - Bölüm 1775

Wang Teng, Yetenekler Ligi’nde tanıştıklarından beri Wade’in her zaman anlamsız olduğunu düşünmüştü.

Ancak, o güçlüydü. Aksi takdirde, ilk 500’e girmesi mümkün olmazdı.

Bu sadece kurnazlıkla elde edilebilecek bir şey değildi.

Ancak, onun böyle bir yeteneğe sahip olmasını beklemiyordu. Onu sadece çekingen biri olarak düşünüyordu.

Yedinci Yıldız Akademisi’ne gireli o kadar da uzun zaman olmamıştı ve hatta Uncharted’da bir ay geçirmişti. Yine de Karşılıklı Yardımlaşma Derneği’ni kurmayı başarmıştı.

O bir yetenekti!

Eğer o bir yetenek değilse, kimdi?

Wang Teng şişkoya farklı bir gözle baktı. Emrinde böyle bir yeteneğin olması çok faydalıydı.

Yue Qiqiao ve diğerleri bile Wade’e şaşkınlıkla baktı.

Bu şişko hiç ses çıkarmadan büyük bir iş başarmıştı.

Bir kitabı asla kapağına göre yargılamayın!

Wang Teng ses iletimiyle, “Bize Karşılıklı Yardımlaşma Derneğinizden bahsedin,” dedi.

Salondaki insanların hepsi inanılmaz duyma yetisine sahip kozmos aşaması dövüş sanatçılarıydı. Böyle bir şeyi yüz yüze söylemek uygun değildi, bu yüzden birkaçı sadece ses iletimi yoluyla tartışabilirdi.

“Pekâlâ.” Wade, Wang Teng’in ilgisini görünce çok sevindi. Hemen gülümsedi ve sesli iletim yoluyla açıkladı.

İlginçtir ki, bu şişko sadece zorbalıktan ders almakla kalmamış, aynı zamanda bundan değerli deneyimler de kazanmıştı. Sonuç olarak, “daha zayıf” bireyleri kazanma becerisine sahip.

Yıldız Akademilerinde, birçok dövüş savaşçısı en iyi dâhilerden bazılarıyla aralarındaki uçurumun farkına vardı.

Eğer bunu tek başlarına yapsalardı, akademide hayatta kalmaları çok zor olurdu. Şişko bu düşünceyi ele geçirdi ve bir grup insan arasında kolektif bir zihniyeti ateşlemek için ortak bir kızgınlık tonu kullandı. Uzun süren ikna çabalarının ardından sonunda Karşılıklı Yardımlaşma Derneği’ni kurdular.

Basitçe söylemek gerekirse, hepsi bu kadardı.

Wang Teng, Yue Qiqiao ve diğerleri şaşkına döndü. Bu kişi basit biri değildi. İnsanların duygularını harekete geçirme konusunda iyiydi.

Güneş Ejderhası Irkı üyelerine solucan demesinden bunu anlamak mümkündü.

Küfürleri tam yerindeydi!

Güneş Ejderhası Irkı mensuplarının öfkeyle ayaklarını yere vurmasına neden oldu.

Başka bir şey söyleseydi, böyle bir etki yaratması mümkün olmazdı.

Zaman zaman Wang Teng bunu oldukça kafa karıştırıcı buluyordu. Bu şişko ürkek miydi yoksa cüretkâr mı? Onu ürkek olarak etiketleyerek, Güneş Ejderhası Irkına küfretmeye cüret etti. Ona cüretkâr denildiğinde, zorluklarla karşılaştığında tereddüt ediyordu.

Sadece bunun hayatta kalmanın kendine özgü bir yolu olduğunu söyleyebilirdi.

Birkaçı sohbet ederken zaman akıp gitti. Halka açık konferansın zamanı gelmişti. Zaten sessiz olan çevre şimdi tamamen sesten yoksun hale geldi.

Tam bu sırada, dikey gözlü, uzun boylu bir Üç Göz Irkı dövüş savaşçısı aniden konferans salonunun ortasında belirdi.

Konferans salonunun düzeni çok eşsizdi. Her tarafta koltuklar vardı ve ortada podyuma benzeyen dairesel bir taş platform bulunuyordu.

Üç Göz Irkı dövüş savaşçısı dairesel taş platformun üzerinde belirdi.

Vücudundan hiçbir dalgalanma yayılmıyordu. Sıradan bir insan gibiydi ama gözleri derin ve sınırsız bir gökyüzü genişliğine sahip gibiydi.

Alnındaki üçüncü göz, herhangi birinin ona doğrudan bakmasını imkânsız kılıyordu. İnsanın zihnini tüketebilecek garip bir güce sahip gibi görünüyordu.

Bir ebedi aşama dövüş savaşçısı!

Gerçek bir ebedi aşama dövüş savaşçısı!

Bu kesinlikle ebedi diyar ruhani gücü! Wang Teng şok içinde tahmin etti.

Onun ruhani gücü çok korkunçtu. Wang Teng bile sınırsız olduğunu hissetti. Onun karşısında bir karınca gibiydi.

“Eğitmen!”

Tüm öğrenciler hemen ayağa kalktı ve saygıyla eğildi.

“Oturun!” Ebedi aşama eğitmeni başını salladı ve konuştu.

Tüm öğrenciler oturduktan sonra, yavaşça şöyle dedi: “Bugün, ruhani güç uygulama yoluna odaklanacağım. Hepiniz kozmos aşamasına yeni girdiniz. Ruhsal gücünüz ve kuvvetiniz İç Kozmos’unuzda toplanacak, bu yüzden xiulian uygulama yönteminiz öncekinden biraz farklı olacak…”

Bu eğitmen hiç zaman kaybetmedi ve doğrudan konuya girdi. n-(1n

Wang Teng ve diğerleri canlandılar ve dikkatle dinlediler. Zaten 300 puan harcamışlardı, bu yüzden en azından paralarının karşılığını almaya kararlıydılar.

“Bazı insanlar Ruh’un yaşayan bir varlığın ruhu olduğunu söylerken, diğerleri Ruh’un ruhun bir formu olduğunu söyler. Ancak, ne olursa olsun, ikisi birbirinden ayrılamaz.”

“Ruhsal gücü geliştirmek ruhu geliştirmektir!”

“Ben ruhu bir tohuma benzetiyorum ve ruhani gücü geliştirmek, evrenden eşsiz maddeleri özümseyerek bu tohumun filizlenmesine ve büyümesine izin vermeye benzer… yavaş yavaş olgunlaşarak her dalı, her yaprağı, vücudun her santimini kaplayan yüksek bir ağaca dönüşür.”

Eğitmenin sesi sakin ve nazikti ama büyülü bir güç taşıyor gibiydi. Biri onu duyduğunda, zihninde yankılanarak onu aydınlatıyordu.

Ruhu bir tohumla karşılaştırmak! Wang Teng böyle yeni bir teoriyi ilk kez duyuyordu. Ancak, bunun mantıklı olduğunu ve ruhsal gelişimi için çok yararlı olacağını düşündü.

Ruhun xiulian uygulaması da benzerdi. Hangi yöntem olursa olsun, kişinin ruhunu güçlendirmek içindi.

Bu eğitmen ruhu bir tohuma benzetti. Bu, onun zayıf bir yaşam formundan ebedi bir aşamadaki varlığa evrimleşirken edindiği içgörüsüydü. Doğal olarak, mantığını koruyordu.

Yuvarlak Top da onu dinliyordu. Dokuz Hazine Pagodasını dövmeye henüz başlamamıştı ve tesadüfen ruhani güç geliştirme üzerine halka açık bu konferansla karşılaştı. Bu onun için oldukça faydalı oldu.

Bununla birlikte, o bir beleşçiydi ve puan ödemesi gerekmiyordu.

Wang Teng karlı çıktığını hissetti. İki kişinin dersi dinlemesi için 300 puan harcadı.

Elizabeth, Küçük Beyaz ve Metal Zırhlı Alevli Akrep’in dersleri bedavaya getirmek için aynı yöntemi kullanamaması üzücüydü. Bir ebedi aşama eğitmeninin bilgeliği onlar için de çok yararlı olurdu.

Evren aşamasında olan Elizabeth bile bir istisna değildi.