Complete Martial Arts Attributes - Novel - Bölüm 1691

Bu çatlaklar dışa doğru yayılmaya devam etti ve sonunda tüm kozayı kaplayana kadar birleşti.

Wang Teng doğrudan, “Bilmiyorum,” diye cevap verdi.

“Bahse girmek ister misin?” Yuvarlak Top kıs kıs güldü.

“Ne üzerine bahse gireceğiz?” Wang Teng merakla sordu.

“On altın küre. Eğer sen kazanırsan, ilk on altın küreyi alabilirsin. Eğer ben kazanırsam, sen de alabilirsin,” dedi Yuvarlak Top.

Wang Teng gözlerini devirerek, “Tam bir entrikacısın,” dedi. “Kaotik Canavarları öldüren benim, bu yüzden altın küreleri istediğim kişiye verebilirim. Neden seninle kumar oynayayım ki?”

“Erm…” Yuvarlak Top başlangıçta Wang Teng’i iyi bir ruh halindeyken kandırmayı planlıyordu ancak Wang Teng planın ne olduğunu anladı. Hemen yaklaşımını değiştirdi ve “Öyle demek istemedim. Nasıl olsa bana vereceksin. Bu bahsi sadece kimin önce geleceğine karar vermek için kullanıyorum.”

“Unut gitsin. Madem bu kadar acınacak haldesin, ben de seninle oynayayım. Kimi seçmek istersin?” Wang Teng kayıtsızca devam etti.

“Karınca adam kraliçesini seçiyorum.” Yuvarlak Top’un gözleri parladı.

“Emin misin?” Wang Teng ona belirsiz bir gülümseme verdi. “Dikkatli seçim yapmalısın. Sana bir şans vermediğimi söyleme.”

Yuvarlak Top Wang Teng’e merakla baktı ve homurdandı. “Bana yalan söyleme. Karınca adam kraliçesini seçiyorum.”

“Tamam, Küçük Beyaz’ı seçiyorum.” Wang Teng omuz silkti.

“Wang Teng, bu sefer kaybedeceksin. Küçük Beyaz daha zayıf, bu yüzden kozasından o kadar çabuk çıkamaz.” Yuvarlak Top gülümsedi.

“Kim bilir?” Wang Teng gülümsedi. Dönüp kan kırmızısı kozaya baktı ve sessiz kaldı.

Yuvarlak Top, Wang Teng’in yüz ifadesini görünce tereddüt etmeye başladı. Bir şey mi fark etmişti?

Ne de olsa Wang Teng’in pek çok numarası vardı ve o bile Wang Teng’in yeteneklerinin tam kapsamından emin değildi. Bir şeyler görmüş olabilir.

Ama sonuçta bunun pek bir önemi yoktu. Bahsi kaybetse bile gerçek bir kaybı olmadığı için bu onun için bir kazan-kazan durumuydu. Öte yandan, kazanmak ona ilk olarak on altın küreyi kullanma fırsatı verecekti. Öyleyse neden bu şansı değerlendirip bahse girmesin?

Bütün bir ay boyunca altın ışık kürelerine hasret kalmıştı.

Geçtiğimiz ay boyunca tüm altın ışık kürelerini Küçük Beyaz’a ve karınca kraliçesine yedirdi. Sinir bozucuydu.

Tek istediği bir an önce altın kürelerin tadına bakmaktı. Geri kalan her şey önemsizdi.

Birden Wang Teng’in bakışları değişti. Kontrolsüzce gülümsedi.

Özellikle net ve keskin bir ses Yutma Alanı’nda aniden yankılandı.

Yuvarlak Top sesin geldiği yöne baktı. Yüz ifadesi dondu.

Ses kan kırmızısı kozadan geliyordu!

Çat!

Bir başka keskin ses daha duyuldu.

Bang!

Aynı anda, kan kırmızısı bir parıltı yayan bir pençe aniden kıpkırmızı kozayı yırtarak doğrudan içeriden dışarı fırladı.

Bu pençe bir tür katı ve keskin metalden yapılmış gibi görünüyordu ve üzerinde koyu kırmızı bir ışık titriyor ve dönüyordu. Zaman zaman derin, kasvetli bir renk tonu sergilerken, diğer anlarda kan kırmızısı bir iz ortaya çıkarıyordu. Son derece tuhaftı. Müthiş ve ölümcül bir aleti andırıyordu.

Yuvarlak Top’un son umudu da yok olmuştu.

Bang!

Kan kırmızısı koza tekrar parçalandı. Sertliği ve keskinliğiyle bir öncekine benzeyen bir başka keskin pençe içeriden delip geçti.

İlk bakışta ilahi bir silah gibi görünüyordu!

Çığlık!

Metalin çarpışması gibi yankılanan bir çığlık aniden çınladı. Yutma Alanı’nın her yerinde yankılandı ve uzun süre kaldı.

Bum!

Kıpkırmızı kozanın tamamı patlayarak açıldı ve yukarıdan aşağı süzülen sayısız kıpkırmızı ışık zerreciklerine parçalandı.

Parçalanmış kozadan koyu kırmızı bir ışık fırladı ve doğrudan Yutma Alanının tepesine doğru yükseldi.

Ne yazık ki, Yutma Alanı’nın sınırlı bir menzili vardı. Sadece alanın tepesinde daire çizebiliyor ve çarpışan altın silahları andıran yankılı bir çığlık atabiliyordu.

Wang Teng ve Yuvarlak Top aynı anda yukarı baktı.

Devasa bir kuş yaratığı kanatlarını açmış ve uçmaya başlamıştı. Pençeleri, gagası ve tüyleri metalik bir parlaklıkla parıldarken, koyu kırmızı tüyleri dövülmüş demir ve altını andırıyor, kıyaslanamayacak bir keskinlik yayıyordu. Tüm vücudu koyu kırmızı bir renk yayıyor, buz gibi ama yine de kavurucu bir sıcaklıkla dolu alevlere benzer tuhaf desenlerle süsleniyordu. Ürkütücü ama ahenkli bir varlığa sahipti.

Ruh Alevi Hayalet Karga!

Dönüşmüş Ruh Alevi Hayalet Karga!

Ruh Alevi Hayalet Karga tamamen değişmişti!

Ruh Alevi Hayalet Karga aslında kırmızı-siyahtı. Şimdi ise siyah rengi koyulaşmış ve kırmızı rengi kan kırmızısına dönüşmüştü.

Bu da Ruh Alevi Hayalet Karga’nın koyu kırmızı görünmesine neden oldu.

İki renk benzer görünebilir ama aralarında büyük bir fark vardı.

Kıpkırmızı ve kan kırmızısı tamamen farklı iki his veriyordu. Biri saf kavurucu sıcaklıkken, diğeri ince bir kötülük veya kötü niyet ipucu taşıyordu.

Bununla birlikte, koyu kırmızı renk tonunun üzerinde, titreyen alevleri andıran karmaşık desenler vardı ve bu da düşmanlığın bir kısmını azaltıyordu.

Tabii ki bu ikinci plandaydı. En büyük değişiklik yeteneğiydi. Düşük kademe imparatorluk seviyesinin altından orta kademe imparatorluk seviyesine çıktı. Bu büyük bir sıçramaydı.

Orta kademe imparatorluk seviyesindeki yıldız canavarlar kozmos aşaması dövüş savaşçılarına eşdeğerdi.

Küçük Beyaz aynı anda iki seviye birden atladı. Bu inanılmaz bir şeydi.